1 Kasım 2016 Açılış Konuşması
Saygıdeğer Konuklarımız, Sevgili Dostlarımız;
Bu gece Bütün Dünyamıza “Evrensel Kardeşlikten Dünya Barışına Çağrı” Sloganıyla Seslendiğimiz bu Evrensel Gecemizin 22. yılını Kutlamak üzere Buraya gelerek Bizleri onurlandıran Siz Değerli Dostlarımız, Hepiniz Hoş geldiniz, Bizlere Şeref verdiniz.
Bugüne kadar her 1 Kasım gecesi Kaleme aldığım Bütün yazılarımın ana fikri aşağı yukarı yaşanılan yılların ve yaşanacak yarınların bir özetini Taşıyordu. Bu Sene ne yazacağımı Düşünürken gözlerimin önüne Halen yaşadığımız olaylar ve İnsanlık geldi. Bütün yaşanılanları Sizlere nasıl açıklayabilirdim? Halen maddi manevi zorluklar içinde yaşam mücadelesi veren planetimizin yaşadığı Kaosların Sebebi nasıl anlatılabilirdi? Halen yaşanan olayların ve her şeyin bir sebep – netice zinciri olarak bir program dahilinde seyrettiğini Henüz Dünyamızın Büyük bir Kesimi Bilmiyor.
Son günlerde bazı yerlerde şöyle bir cümle gözümüze çarpmaktadır: “Hiç kimse bir şey yapamaz. Çünkü bu Göklerin Emridir.” Peki Bunu yazan Kimdir? Çünkü bu ulu orta söylenecek bir söz değildir.
Bizler Halen Kendimizi Hür Ruh ve Hür Şuur olarak görsek de henüz Düşüncenin Kaynağından bile Habersiziz. Yaşanan Her dönemde Düşüncelerin Toplum Bilinçlerine paralel olarak seyrettiğini gördüğümüzde Bilinçlerimiz çok Doğal olarak otomatikman bazı soruları devreye almaktadır.
Şu an Dünyamızı Saran Boşlukta Dünyamızdan Başka yerlerde yaşam olmadığını iddia eden birçok İnsani Bilinçlerin yanında Dünyamız Bilimsel yolda araştırmalarını Halen Sürdürmektedir. İnsanlık peygamberler aracılığıyla Dünyamıza indirilen Kutsal Kitaplar ile ilk defa Göklerin Sesini Duymuştur. Acaba bu Kitapları yazdıranlar Kimlerdir? Halen Görmediğimiz ve Bilmediğimiz, sadece inandığımız Allahımıza dört elle sarılışımız nasıl olmuştur? Asırlardan asırlara geçilmesine Rağmen İnsanlık Halen bu Kutsal Kitapları bir Tabu olarak kullanıyor ve içindeki mükemmel Bilgileri okumadan, anlamadan, sadece Şekil olarak Görevlerini yerine getiriyorlar.
İşte yaşanan Bütün bu Kaoslar bazı İnsani Bilinçlerin kendi Bilinçlerinin dışındaki diğer Bilinçlere değer vermemesinden ve Her zaman Kendi Bilincini ön planda Tutmasından Kaynaklanmaktadır. Bütün bu istenmeyen olayların önüne geçilmesi için önce İnsan ele alınmalıdır. Bunun yolu da Bilim ve Egitimdir. Kendi iç Kaosunu yaşayan insan çok doğal olarak bu kaosu dışarıya da yansıtacaktır. Ancak Kendisiyle Bütünleşip Kendisiyle Barış olan İnsan Özeleştiri Bilincini de yakaladığı zaman Kutsal Kitapları mükemmel dilini de anlayacaktır.
İlim ve Bilim insanı eğiten iki Faktördür. İlmi Eğitim Alfa Frekansı Taşır. Bilimsel Eğitim Beta Frekansı Taşır. Alfada Gönül, Betada akıl geçerlidir. Alfa Frekansı insanı eğitir. Beta Frekansı insanı Bilinçlendirir. Tüm Kutsal Kitaplar Alfa Frekansı Taşır. Evrimde ve Eğitimde Dur Durak yoktur. Bu Sonsuza kadar uzanan bir yoldur. Sadece Alfa Bilincinde kalan İnsanlık aldıkları Bilgilere kendi düşüncelerini de ekleyerek Kutsal Kitapların Bizlerden Beklediği mükemmelliklere de gölge Düşürmektedir. Bilimsel eğitim insana Bilinç ve Düşünce yolunu açar. Burada analiz – sentez ve araştırma yoluyla Hakikate ulaşılır. İnsanlar arasında ayırım Bilinci Taşıyanlar asla Alfa Bilincinden Beta Bilincine geçemezler, oldukları yerde Kalırlar.
Şu an İnsanlık bir Seçim arifesindedir ve Dünyamız Kutsal Kitaplarda Bahsedilen Kıyameti yaşamaktadır. Halen yaşanılan bu Karamsar Tablonun arkasından bir gün Güneşin Bütün parlaklığıyla Doğacağına inanarak ve Bilerek yolumuzda sağlam adımlarla yürüyoruz.
Sevgi ve Saygılar.
VEDİA BÜLENT (ÖNSÜ) ÇORAK
Başkan
Vakıf Başkanımız Sn. Vedia Bülent (Önsü) Çorak Hanımefendinin 2016 Açılış Konuşması
2016 Yılı Panelistleri
2016 Yılı Ödül Sahipleri